KUMPANYA TİYATROSU
EVEREST MY LORD ROMAN 3 PERDE (1998)
Yazan: Sevim Burak
Konsept: Naz Erayda ve Bülent Erkmen
Yönetmen: Naz Erayda
Müzik: Babür Tongur
Koreografi danışmanı: Dilek Evgin
Teknik koordinasyon: Volkan Duran
Oyuncular: Bilge Arat, Burhan Ökmen, Cenk Telimen, Kerem Kurdoğlu, Nadi Güler, Neslihan Yurtsever, Övül Avkıran, Sanem Oktar Erdoğan
Konu:
Yapımı Kumpanya'ya ait olan, "Everest My Lord- Roman 3 Perde" başlıklı metnin tümü bu kez Muhsin Ertuğrul sahnesi için oyunlaştırıldı.
Metin üzerindeki çalışmaların ilki 1996'da, 8. Assos Gösteri Sanatları Festivali'nde "Everest My Lord'dan kısa Bir Bölüm" ismiyle ıssız bir tepede, boş bir evin cephesinde, ikincisi ise "Everest My Lord, 1. ve 2. Perde" ismiyle 1997'de 9. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali için kent merkezinde, Cihangir Parkı'nda ve parka bakan birbirine bitişik iki yapının üzerinde gerçekleştirilmişti.
Bir yazarın yazdıklarını "yeniden okuma" çalışması olan bu oyunda, metnin parçalı yapısı doğrultusunda yeniden kurgulanan yazı-fim-ses-ışık ve oyun parçalarının görsel-düşünsel ilişkileri aranmaktadır. Yazarın yazdıklarından çıkan bu oyun sonrasında, izleyicinin yeniden yazılana dönmesi, yazılanı "yeniden okuması", izleyicinin yeniden okur olması. Yeni bir okura dönüşmesi amaçlanır.
1. Perde, "tiyatro salonu"nun en arkasında yer alan, oyun-ses-ışık yönetmenlerinin bulunduğu camlı odada gerçekleşir.Yazarın gölgesi kendi banda kaydedilmiş sesine "cama yazı yazma" oyunuyla eşlik eder.
2. Perde'nin ilk bölümü, sahneyi kapatan "tiyatro perdesi"nin üzerinde oynayan, oyuncuların filme çekilmiş - sekanslar halindeki - sessiz görüntülerinden oluşur. Oyuncuların kendileri de perdenin önündeki "orkestra çukuru"ndan bu görüntüleri seslendirirler.
2. Perde'nin ikinci bölümünde, ev içinde dolaşan Göz'ün gördükleri "tiyatro perdesi"ne taşınır, bu yazı-ses hareket ile yapılır, eşyalar perdenin üzerine yazılır, metnin geri kalanı sahne üstünden seslendirilir. Yazıdaki ses, sesdeki metin, yazı-ses-hareket içindeki müzik aranır. Bu, tek bir yazarın (Göz'ün) altı oyuncuya bölünmesiyle yapılır.
3. Perde'de 'tiyatro perdesi" açılır. Sahnenin ortasında yer alan bir "düzlem" üzerinde yazarın gölgesinin kaydedilmiş oyunu izlenir. Döner sahne üzerinde yer alan oyuncular, bu görüntü düzleminin bir yanında "yazıları" diğer yanında "dipnotları" oynarlar. Oyun, Yazarın Gölgesi'nin "alkışa daveti" ile son bulur.
BASINDAN SEÇMELER:
Naz Erayda ve Bülent Erkmen, Sevim Burak'ın Everest My Lord ; Roman 3 Perde adlı kitabını "oyun"laştırmış. Ama bu oyun bilinen oyunlardan değil. "Absürd" (anlamsız, manasız, saçma, gülünç) diye de adlandırılamaz, "avant-garde" (öncü, ilerikçi) diye de adlandırılamaz. Bir anlatım gerekiyorsa "yenilikçi veya sarsıcı" bir oyun ortaya çıkmış. (...) Everest My Lord'un klasik tiyatro sahnesine "sızması", "huzur" oyunlarıyla "huzura ermiş" tiyatro seyircisinin "huzurunu bozma" operasyonu ise bu günlerde tarihi "Darülbedai"de devam ediyor. (...) Tiyatro değil de, "Çağdaş Oyun" seyretme "sabrı/cesareti/yüreği" olanlar ise, Pazartesi akşamları Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde devam eden oyunu görsünler. Böyle bir şeyi bir daha zor görürler!...
Ali Rıza Kardüz, Sabah Gazetesi, 1998
Oyuncuların kurduğu ritmik yapı, Sevim Burak'ın zıp zıp zıplayan sözcüklerine eşlik ediyordu. Topluluğun "hızına" yetişemeyen çoğu seyirci pes ediyor, kalanlarsa görsel ve işitsel şölenden keyif almayı sürdürüyordu.
Öykü Potuoğlu, Yeni Yüzyıl Gazetesi, 1998
İçimden çığlık çığlığa bağırmak geldi. Bu oyun değil bir defa. Absürd, avant-garde bir şey desen.....değil. Bu ne anlatıyor? İnsanların sabrını mı ölçüyorlardı acaba? Hiçbirşey anlayamadım, anlamaktan da öte sinirlerim bozuldu. Halbuki giderken çok sevinçliydim. Ayla Algan'ı çok severim. Çok iyi bir oyuncudur. Özledim de , sarılır, öperim, "Aman ne güzel oyun" derim diye gittim.
Esin Afşar, Negatif Dergisi, 1998
Kurgusunu kelimelerle ören, gel-gitlerle dolu lirik bir oyun Everest My Lord. Bu oyunu şaşırmaya hazırlıklı olarak izlemeli herkes. Oyundaki şiirsel anlatı, parçalanmışlıklar, insan zihninin gel-gitleri, sonuçta tüm eşyanın da haykırıyışla "ben neyim?" noktasına geliyor. Eşyanın kelimelerle yaşadığı bir ayindir Everest My Lord.
Ali Göçer, Zaman Gazetesi, 1998
.........aralarında hem ünlü tiyatrocular bulunan kimi seyirciler, bir yerden sonra zıvanadan çıkmışlar, konuşuyor, laf atıyor, bağırıyorlardı. Herhalde yıllar, yıllar önce Bunuel'in "Altın Çağ" ını veya Ionesco'nun Kel Şarkıcı'sını ilk izleyenlerde böyle yapmışlardı. (......) Bense son dönemde görebildiğim en radikal biçimde 'avant-garde' olan bu oyunu meraklı ve sabırlı sanatseverlerin görmelerini dilerdim.
Atilla Dorsay, Yeni Yüzyıl Gazetesi, 1998